Bizler Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) olarak bugün, 40’ncı Kuruluş Yıldönümümüz ve Astsubaylar Günümüzü kutluyoruz. Bu kapsamda, 98 şubemiz ve temsilciliklerimizle tek vücut olarak tüm Türkiye’de ortak bir basın açıklaması yapıyoruz.
Astsubaylık, Vatana hizmette yaz-kış, yağmur-çamur, yer-gök, su altı-su üstü, gece-gündüz, yurt içi- yurt dışı, mekân, sınır ve mesai mevhumu gözetmeksizin, canları pahasına her türlü görevi fedakârca yerine getiren yiğitlerin, meslekten ziyade bir yaşam biçimidir.
Astsubaylar, 14-15 yaşlarında, resmi üniforma giyerek başladıkları meslek hayatlarına, çocuklukları, gençlikleri ve orta yaşları vatana hizmetle geçerken, görev şartları dolayısıyla defalarca tayin olan, çocuklarının doğduklarını, büyüdüklerini, çoğu kez anne babalarının vefatını göremeyen ve hatta zaman zaman cenaze merasimine dahi katılamayan bir toplumdur. Savaşta ve barışta ordunun en önünde ve gizli kahramanları olarak görev yaparken, maalesef şehit olduğunda 1-2 dakikalık haberler yapılan, emekliliğinde ve ömrünün son yıllarında unutulan Silahlı Kuvvetlerin emektarlarıdır.
Dünyanın hiçbir ülkesi, terörle savaşmış kahraman askerini, sokaklarda hak aramak zorunda bırakmazken maalesef bizler, özlük haklarımızla ilgili taleplerimizi sokaklarda aramak zorunda kalıyoruz ve Astsubaylar Günümüzü buruk bir şekilde kutluyoruz.
Peki kimdir bu Astsubaylar?
ASTSUBAYLAR MESLEKLERİ DEVAM EDERKEN;
Bazen, havacılıkta öncü olarak ilk Türk uçağını yapan, ilk sivil uçuş okulunu kuran VECİHİ HÜRKUŞ’turlar.
Bazen, Kore Savaşı sırasında kimsesiz Ayla’yı bağrına basan SÜLEYMAN DİLBİRLİĞİ.
Bazen, 90 metre denizin dibindeki Dumlupınar denizaltısında mahsur kalanları, şiddetli fırtına ve aşırı derinliğe rağmen canı pahasına da olsa kurtarmak isterken bayılan Denizci Üstçavuş NURETTİN ERSOY’durlar.
Bazen de, bu denizaltıdan kurtarılamayacağı kendisine söylendiğinde “Vatan Sağ Olsun!” diyen Denizci SELAMİ ÖZBEN.
ASTSUBAYLAR VATANLARI İÇİN CANLARINI FEDA ETMELERİ GEREKTİĞİNDE GÖZLERİNİ KIRPMADAN ŞEHİT OLAN;
Kimi zaman, Kıbrıs savaşında kurduğu telsiz sistemini ve bölgesini „terk et‟ emrine rağmen terk etmeyen, düşman hakkında her türlü bilgiyi verdikten sonra 600 düşman askeri tarafından etrafı sarılan, bunun üzerine, bulunduğu bölgenin bombalanmasını isteyerek şehit olan Muhabere Kıdemli Başçavuş BAYRAM GÜMÜŞ olarak,
Kimi zaman da, Ali Astsubayın oğlu, Söğüt İkmal gemisi Komutanı Kıdemli Başçavuş ALİ GÜMÜŞ olarak karşımıza çıkarlar.
Bazen, bölücü terör örgütü tarafından ilk şehit edilen Astsubay Çavuş MEMİŞ ARIBAŞ,
Bazen de Trabzon’da, Eren BÜLBÜL’ün cennet yolculuğunda refakatçisi ve siperi olan Jandarma Astsubay FERHAT GEDİK,
Terörle mücadele kapsamında, ilk şehit Kadın Astsubay olan Jandarma Üstçavuş HAMİYET ALAÇAM AKSOY,
Hukuk fakültesini kazanmasına rağmen Astsubaylığı tercih eden, Şırnak’ta bir patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Komando Astsubay ESMA ÇEVİK,
Afrin bölgesinde Zeytin Dalı Harekâtında, ilk şehit olan Üstçavuş MUSA ÖZALKAN,
Ve bazen de ülkeyi bölmeye çalışanlara, hayatı pahasına dur diyen ÖMER HALİSDEMİR
olurlar.
ASTSUBAYLAR, EMEKLİ OLDUKLARINDA DA MESLEĞE BAŞLARKEN ETTİKLERİ YEMİNLERİNE SADIK KALARAK, MİLLETİMİZE ÖRNEK OLAN;
Kimi zaman, Japon pilotların dahi savaş nedeniyle uçmayı kabul etmediği İran-Irak savaşında, “Yüzyılın Kurtarma Operasyonu” adı verilen operasyonla Tahran’a uçan ve ateş altında 215 Japon’u Türkiye’ye getiren Hava Pilot (E) Kd. Bçvş. ALİ ÖZDEMİR olarak karşımıza çıkarken,
Kimi zaman da, sanat alanında herkesin kalbini kazanan babacan HULUSİ KENTMEN
olarak karşımıza çıkarlar.
Spor alanında efsane hakemlerden TALAT TOKAT ve İHSAN TÜRE’dirler.
Bazen, 9 Guinness Dünya Rekoru sahibi, Guinness Rekorlar Kitabı’na adını yazdıran, neredeyse 80 yaşına rağmen bilek güreşinde Avrupa ve Dünyada onlarca madalya alan, Demir Adam lakaplı HAYRETTİN SÖNMEZ Astsubay olurlar.
Bazen de, eli cebinde ve ekipman kullanmadan yaptığı atışlarıyla olimpiyat madalyası kazanan Jandarma Astsubay YUSUF DİKEÇ olurlar.
Hatta bazen de, Astsubay kökenli ilk MİT Müsteşarı ve Dışişleri Bakanı HAKAN FİDAN
olarak karşımızdalardır.
Değerli Basın Mensupları ve Kıymetli Meslektaşlarımız,
Binlerce Kahramanlık hikâyesi yazan ve başarılarıyla topluma mal olmuş Astsubaylarımızdan sadece bir kısmını örnek olarak verdik.
Peki, bu örnekleri neden paylaştık? Çünkü, hemen hepsi unutulmak üzere. Yaşayan emekliler ise zaten unutuldu.