DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının bütçe görüşmelerinde, Türkiye’de hava kirliliği ölçüm değerlerinin vatandaşlarla şeffaf bir biçimde paylaşılmadığına dikkati çekti. Rızvanoğlu, “Türkiye’nin yarısında, havadaki kanserojen madde ölçülemiyor, toplumun soluduğu havayı değerlendirecek teknik kapasiteden yoksun bir anlayış var” diye konuştu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesinin görüşmeleri devam ediyor. DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, 2021 yılında, İliç’teki maden ocağına kapasite artışı için verilen ÇED izninin, “büyük bir çevre felaketine ve 9 işçinin hayatını kaybetmesine neden olduğunu” hatırlattı.
Rızvanoğlu, şunları söyledi:
“Bugün sunumunuzda hiç bahsetmediniz ancak sizden beklenti, Çevre Komisyonu Başkanıyken ya da tekrar Bakan olarak atandığınızda İliç’i ziyaret ederek bu felaketi ve aldığınız kararların sonuçlarını yerinde görmenizdi. Fakat bugüne kadar bunu yapmadınız. Neden İliç’e gitmiyorsunuz ve sorumluluklarınızla neden yüzleşmiyorsunuz. Sayın Bakan maalesef hesabı kitabı yapılmadan onaylanan ÇED’lerin işte böyle ağır bedelleri oluyor.
Afşin-Elbistan Termik Santrali’nin genişletme projesi de buna örnek olabilecek türden. Bölge eskiden verimli tarım topraklarıyla ünlüyken, bugün solunum yolu hastalıklarının yaşandığı ve kül yüzünden siyah kar yağan bir yer haline geldi. Sayın Bakan, buraya ilişkin ÇED raporu şu an Bakanlığı’nızın önünde. Bölgede sağlıklı vatandaşımız kalmadı. Bölge halkı, uygun adil bir dönüşüm planı çerçevesinde buranın kapatılmasını talep ediyor. Bu taleplere kulak verin.”
“Türkiye’nin yarısında, havadaki kanserojen madde ölçülemiyor”
Hava kirliliği ölçüm değerlerinin vatandaşlarla şeffafça paylaşılmadığına dikkati çeken Rızvanoğlu, “Örneğin, İliç’te, afet sonrası bakanlık ‘hava kalitesini mobil araçlar ile ölçtük’ dedi ancak tüm ısrarlara rağmen kamuoyuyla şeffafça paylaşılmadı. Elbistan’da ise ölçümlerde ‘sorun yok’ denilerek geçiştiriliyor. Oysa ki bağımsız kuruluşlarının 2023 ölçümlerine göre burada, PM2.5 partikülleri, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sınırlarının 5,6 katına, PM10 partikülleri ise 5,3 katına ulaşmış durumda. Düşünün, Türkiye’nin yarısında, havadaki kanserojen madde ölçülemiyor, toplumun soluduğu havayı değerlendirecek teknik kapasiteden yoksun bir anlayış var” diye konuştu.
Rızvanoğlu, Pazartesi Bakü’de başlayacak COP29 zirvesine ilişkin de Şubat 2025’te sunmak zorunda olduğumuz ulusal katkı beyanı öncesi kritik bir zirve olacak. Küresel iklim mücadelesinde kritik bir öneme sahip, hazırlığı devam eden ulusal katkı beyanı çalışmalarında, ülkemizin küresel iklim hedeflerine ulaşma yolunda iddialı adımlar atılmasını bekliyoruz” dedi.