DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Köy Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine söz aldı. Avşar, konuşmasında; Kanun’un 12 maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen düzenlemelerden oluştuğunu aktardı. Bu düzenlemenin ödenek almakta sıkıntı yaşayan ve kamu borçlarını arazi satarak karşılamak zorunda kalan belediyelerin ödeme dengesini alt üst edeceği, imarsız yerlere imar verilmesi durumlarına yol açabileceği ve şehir planlarını bozabileceği uyarısını yapan Avşar, pilot uygulama ile olası sonuçların değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde yaşanan olayda vatandaşın can güvenliği için rapor çıkaran müteahhittin cezalandırıldığına dikkat çeken Avşar, yapı denetim firmaların yükümlülükleri ve cezai müeyyidelerinin arttırılması ile Anayasa’nın belediyelere verdiği yetkilerin siyasi çekişmelere kurban edilmemesi gibi birçok konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) gündemine taşıdı.
‘Kanunun 12 maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen düzenlemelerden oluşmaktadır.’
Avşar, kanun teklifini incelediğimizde tamamı çevre ve şehircilik konularıyla alakalı ve çokça beyan edildiği üzere kanun teklifinin toplam 26 maddesinin 12 maddesi de Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarından doğan düzenlemelere ilişkin olduğunu söyledi.
‘Bu düzenleme, ödenek almakta sıkıntı yaşayan ve kamu borçlarını arazi satarak karşılamak zorunda kalan belediyelerin ödeme dengesini alt üst eder.’
Avşar, kalan maddelere baktığımızda ise özellikle 4, 5, 6 ve 7’nci maddeler birçok kurumu etkileyecek değişiklikleri öngördüğünü belirtti. Bu maddelerin içerine değinen Avşar, “Bu maddeler, kamu kurumların çok büyük bir kaynak gerektirdiği için kamulaştıramadığı park, belediye hizmet alanları, kamusal alanlar ve yol gibi imarlara sahip olduğu yerlere ait düzenlemeler içermektedir. Yani bu yerler aslında vatandaşın imar mevzuatı dolayısıyla çivi çakamadığı, satamadığı ve kamulaştırılamayan yerlerdir” dedi.
Söz konusu değişikliğin buna yönelik iki yol sunduğunu ifade eden Avşar, ya başka imarlı bir arazi ile emsal transferi ya da yerinde imar değişikliği ile aynı yere imar verilmesi sunduğunu söyledi. Bu tip arazilerin sorun olduğunu ayrıca teklif edilen şekliyle başımızı çok ağrıtacağını ifade eden Avşar, sebebini şöyle açıkladı:
“Başka yerlerdeki arazi ile değişiklik deseniz, birincisi; idarelerin elinde talebi karşılayacak o kadar alan var mı? İkincisi; belediyeler tasarruf tedbirleri kapsamında ödenek almakta sıkıntı yaşadığı gibi kamu alacakları yönünden de sıkıştırıldığı için ellerindeki arazileri satarak kaynak bulmak zorunda kalmaktadır. Dolayısıyla böyle bir düzenleme bütün çalışma sistemlerini ve planlamalarını altüst edecektir.”
‘İmarsız yere imar verilmesi durumlarına yol açabilecek bu düzenleme, şehir planlarını bozacaktır.’
Avşar, “Kanun’un çözüm olarak imarsız yere yerinde imar verilir diyor. Bu durum bambaşka bir keşmekeş ortaya çıkaracaktır. Çünkü büyük şehirlerde sıkışık bir planlama var. Mevcut planlar da bu sıkışıklığı göz önünde bulundurarak yapılmıştır. Böyle değişiklikler taşınamaz artı bir yük ortaya çıkaracaktır” diye konuştu.
Avşar, ayrıca verilen imarın değer artışı yaratması ve değer artışının yüzde 90’nın kamuya ödenme durumu da bir diğer konu olduğunu, mal sahibinin değer artışındaki o ödemeyi nasıl yapacağı ve haksız kazançların doğmasına yol açacağı bilinmesi gereken diğer hususlar olduğunu belirtti.
‘Pilot uygulama bölgesi belirlenmeli ve sonuçları değerlendirilmelidir.’
Somut öneri sunan Avşar, “Öncelikle damdan düşer gibi bu yükü sırtımıza almak yerine, bir yıl veya 6 ay için pilot bir bölge belirlenmesi ve uygulamada karşılaşılacak sorunlarla hem kamuya hem mal sahibine maksimum fayda sağlayacak şekilde düzenlenmesi ve olası hataların giderilmesidir. Bu haliyle büyük sorunlar yaşanacağını süreç içerisinde göreceğiz” dedi.
‘Menfaatleri aksine vatandaşın can güvenliği için rapor çıkaran müteahhit, cezalandırıldı.’
Kanunun 12’nci maddesinin yapı denetim düzenlemelerine ilişkin olduğuna değinen Avşar, yakın zamanda bu konuda Malkara’da yaşanan bir somut olayı anlattı: “Tekirdağ’ımızın Malkara ilçesinde, inşaat mühendisi İdris Karataş, 3 blok ve 27 daireden oluşan projesinde kullanılan betonda çatlaklar fark edince inşaatı durdurdu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünden ruhsatlı laboratuvarın ‘uygun’ raporu verdiği betonun, incelemeler sonucu standartlara uymadığı, beton dayanımlarının ortalamanın çok çok altında olduğu raporlandı. Bahse konu Müteahhit, İTÜ’ye başvurarak uzman raporu aldı ve binaların yıkılmasının daha uygun olacağı sonucuna varıldı. Daha sonra ortaya çıktı ki; laboratuvar sahte rapor vermiş, betonu üreten santralin malı hileli ve yapı denetim firması da işin içindedir. Şahıs suç duyurusunda bulundu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, laboratuvar firmasını kapattı ve sahiplerine 3 yıl men cezası verdi. Kapıya kilit vurup gittiler. Santrali kapattı ama yeni şirket kurdu işine devam ediyor. Malkara Belediyesi, müteahhitte hem 1 milyon 58 bin lira para cezası kesti hem de adamcağızın çoluğunun çocuğunun rızkı ile yaptırdığı emeği yıkıldı.”
‘Bu düzenleme kapsamında, yapı denetim firmalarının yükümlülükleri ve cezai müeyyideleri arttırılmalıdır’
Daha kötüsünün olabileceğini söyleyen Avşar, “Daireleri satılmış içinde insanlar yaşarken en ufak bir sallantıda insanlar ölebilirdi. O zaman buna sebep firmalara yine bir şey olmayacaktı ve müteahhit hapsi boylayacaktı.
Bu yüzden bu kanunla yapı denetim firmalarına getirilen yükümlülükleri arttırmak ve hatalı işlerinde hapis cezasına kadar gidecek cezalar uygulamak geç kalınmış ve çok gerekli bir harekettir” dedi.
‘Anayasa; Mahalli idareleri, halkın müşterek ihtiyaçlarını, seçilen karar organları eliyle yürüten kamu tüzel kişiler şeklinde tanımlar.’
Anayasa ve yasalarda geçen belediyelerle ilgili hükümlere dikkat çeken Avşar, Anayasanın 127’nci maddesi; Mahalli idareleri, halkın müşterek ihtiyaçlarını, seçilen karar organları eliyle yürüten kamu tüzel kişileri olduğu şeklinde tanımladığını ve yine 5393 sayılı Belediye Kanunu 14’ncü maddesinin (a) bendinde; “Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla; İmardan, suya, ulaşımdan, temizliğe zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları; sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır” dedi.
‘Görevleri halka hizmet olan idarelerin siyasi kaygılarla hareket etmesi kabul edilemez.’
Avşar, “Yani gerek yerel yönetimin ve gerekse merkezi hükümetin asli görevi vatandaşa hizmet. Yerel yönetimlerin üzerindeki baskıyı arttırmakla, milli iradeyi gasp ederek, millete hizmet gitmesinin önüne taş koymaya varan girişimlere tevessül ederek çeşitli siyasi kaygılarla bu iş olmaz. Bu tür haksız uygulamalara milletin tepkisi sandıkta ortaya çıkar ve sandığın tarihi sicili de çok net bellidir. Bunu da en iyi AKP bilir.”
‘Unutmayın! Biz zamanlar, “onlar vurdu, biz büyüdük demişti” Sayın Cumhurbaşkanı.’
Sözlerinin sonunda Cumhurbaşkanı’nın Ece Ayhan’ın Yalın Ayak şiirinden alıntılayarak kullandığı sözlere atıfta bulunan Avşar, “Bir zamanlar Sayın Cumhurbaşkanı; ‘Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim, onlar vurdu biz büyüdük kardeşim’” dediğini hatırlattı.