DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Atatürk Havalimanının akıbetini Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) gündemine taşıdı. Avşar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun yanıtlaması istemiyle Atatürk Havalimanının millet bahçesine dönüştürülmesine ilişkin ihale sürecinde yaşanan şaibeli durumları, üzerinden geçen beş yıla rağmen atıl kalmasını ve mevcut durumda oluşan toplam kamu zararına ilişkin yazılı soru önergesi verdi.
Önergede; Atatürk Havalimanının tarihi fonksiyonuna, işlevselliğine ve konumuna dikkat çeken Avşar, Havalimanında 2019 yılından beri devam eden yıkım sürecine değinerek ülkenin en önemli ulaşım hublarından biri olan Atatürk Havalimanın millet bahçesine dönüştürülmesinin planlama sürecinde ilgili meslek odaları, uzmanlar ve teknik üniversitelerin bilirkişi raporlarının dikkate alınıp alınmadığını, ihalenin 21/b ihale usulüyle yapılması gerekçesiyle Danıştay’ın iptal etmesi sonucu ne kadar kamu zararı oluştuğu, projenin toplam maliyeti ile geçen 5 yıllık süreçte fonksiyon dışı bırakılması sebebiyle oluşan alternatif maliyeti ve dolayısıyla oluşan toplam kamu zararının ne kadar olduğu gibi bir takım soruyu Bakan Uraloğlu’na sordu.
‘Atatürk Havalimanı 2015 yılı verilerine göre Türkiye’nin en yoğun ve dünyanın 11. en yoğun yolcu trafiğinin olduğu havalimanıydı.’
Avşar, Atatürk Havalimanı eski adıyla Yeşilköy Havaalanı, Türkiye’de ilk hava ulaşımının başlatıldığı yer olduğunu, 1953 yılında uluslararası hava trafiğine açıldığını, 29 Temmuz 1985 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün soyadı dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından havalimanına verildiğini belirtti.
Avşar, 2015 yılı verilerine göre Türkiye’nin en yoğun ve dünyanın 11. en yoğun yolcu trafiğinin olduğu havalimanıydı. Avrupa’nın en önemli transit yolcu havalimanları arasında bulunmaktaydı. 7 Nisan 2019’dan itibaren sivil uçuşlara, 5 Şubat 2022’den itibaren de kargo uçuşlarına kapatılmış ve bu uçuşlar İstanbul Havalimanı’na aktarılmıştır.” şeklinde konuştu.
‘Atatürk Havalimanı, Nisan 2019’da İstanbul Havalimanı’ndaki hava trafiğiyle çakıştığı gerekçesiyle tarifeli uçuşlara kapatılmıştır.’
“Atatürk Havalimanı, Nisan 2019’da İstanbul Havalimanı’ndaki hava trafiğiyle çakıştığı gerekçesiyle tarifeli uçuşlara kapatılmış ancak pistler kargo, bakım/onarım, genel havacılık, hava taksi, iş uçuşları, devlet uçakları ile yapılan uçuşlar ve idarenin uygun göreceği trafiklere hizmet vermeye devam etmiştir.”, diyen Avşar; “Ekim 2019’da millet bahçesi hazırlıkları kapsamında apronda faaliyetleri sona eren tesis ve binaların yıkım işi için ihale yapılmış, Kasım ayında da yıkıma başlanmıştır. O günlerde havalimanı sahasının sadece millet bahçesi olarak kullanılmayacağı, yapılaşmaya da açılacağının anlaşıldığı haberleri yayınlanmıştır. Buna göre havalimanı sahasına külliye, gençlik merkezi, müze, cami, devlet konuk evi, spor alanı, yaşam merkezi, afet toplanma alanı ve fuar yapılması planlanmıştır. Atatürk Havalimanı’nın bir kısmı ise yalnızca devlet büyükleri için gerektikçe kullanmaya devam edilmesi kararı alınmıştır.” ifadelerine yer verdi.
‘Proje, şehircilik ilkelerine, yerleşmenin gelecekteki ihtiyaçlarına ve planlama tekniklerine uygun olmadığı bilirkişi raporlarında sabit olmasına rağmen mi yapıldı?’
Avşar, bu gelişmeler yaşanırken, tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgınıyla mücadele gerekçesiyle Atatürk Havalimanı’ndaki maliyeti 2 milyar TL’yi bulan iki pist kırıldığı ve pandemi hastanesi yapıldığını ve Atatürk Havalimanı’nın pistlerini kırılarak yapılan millet bahçesi projesinin imar planlarına dair bilirkişilerin hazırladığı raporda; projenin şehircilik ilkelerine, yerleşmenin gelecekteki ihtiyaçlarına, planlama tekniklerine uygun olmadığı ve kamu yararının gözetilmediğinin aktarıldığını ve konu üzerine Nisan 2023’te teknik üniversitelerin şehir ve bölge planlama bölümlerinden akademisyenlerin hazırladığı raporlarında ise, bu konunun dar bir kapsamda ele alınamayacağı, planların kademeli birlikteliği sağlanamadığı, tescilli yapının sınırlarının gösterilmediği, plan değişikliği sınırını aşan bir değişiklik olduğu, trafik yüküyle ilgili belirsizliğin giderilmediği, yapılaşmayla ilgili karar üretilmediği, ulaşım bağlantılarının yetersiz olduğu ve yapılaşma koşullarının belirsiz olduğu şeklinde birtakım teknik sakıncalara da değinildiğini belirtti.
‘Projenin ihalesi hangi gerekçeyle 21/b ihale usulüyle verildi?’
“Kamuoyunda bunlar tartışılırken ve ilgili meslek odaları ve uzmanlar tarafından itirazlar devam ederken gündeme Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) Atatürk Havalimanı’na Millet Bahçesi yapılması için 21/b pazarlık usulüyle ihaleye çıkıldığı ve ihalenin 2 milyar 127 milyon 978 bin TL’ye Yapı ve Yapı İnşaat isimli şirkete verildiği öğrenilmiştir.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise, 15 Mayıs 2022’de Atatürk Havalimanı’nın yıkılacağını ve 132 bin ağaçla Türkiye’nin en büyük millet bahçesi yapılacağını açıklamış ve bir gün sonra da havalimanına iş makineleri girmiş ve yıkım başlamıştır.”, şeklinde ifadelere yer veren Avşar;”İBB’nin bu ihale aleyhine açtığı davada Danıştay, idarenin ihalede 21/b usulünü seçmesi için ön koşul niteliğinde olan “ivedilik” unsurunun bu ihalede gerçekleşmediği gerekçesiyle iptal kararı vermiştir. Bu karar sonucu, ihalesi iptal edilen Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi için ikinci ihale açılmış ve sonuçlanmak üzeredir.” dedi.
‘Söz konusu dönüşüm dolayısıyla ne kadar kamu zararı oluşmuştur?’
Avşar, TOKİ’nin, Eylül ayı başında Kamu İhale Kurumu bülteninde, 2024/1149168 ihale kayıt numarasıyla bir ihale ilanı yayımlandığı, İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine Ait Sosyal Donatılar İnşaatları İle Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İkmal İnşaatı başlıklı ihalenin 30 Eylül’de yapıldığı ve e-ihale olarak yapılan söz konusu işin yaklaşık değeri: 2 milyar 102 milyon 394 bin 485 TL 66 kuruş olduğunu belirtti.
“Bu durum, Atatürk Havalimanında, kamu kaynaklarının çok büyük zarara uğratıldığını göstermektedir.”, diyen Avşar; “Yapılan ilk ihalede Yapı ve Yapı İnşaatın verdiği yaklaşık 2 milyar 175 milyon TL’nin ne kadarının harcandığı şu anda bilinmemekle birlikte yeni ihaledeki teklif kabul edilirse, bir millet bahçesi için harcanan ve şirketlere giden toplam kaynak 5 milyar TL civarında olacaktır.” şeklinde açıkladı ve Bakan Uraloğlu’na sorularını yöneltti.
‘Ülkemizin en önemli ulaşım hublarından biri olan Atatürk Havalimanın millet bahçesine dönüştürülmesinin planlama sürecinde ilgili meslek odaları, uzmanlar ve teknik üniversitelerin bilirkişi raporları dikkate alınmış mıdır?’
“100 yılı aşkın geçmişe, kolay ve konforlu ulaşım ve erişim imkanına sahip ülkemizin en önemli ulaşım hublarından biri olan Atatürk Havalimanın, millet bahçesine dönüştürülmesinde nasıl bir kamu yararı gözetildiğini, planlama sürecinde ilgili meslek odaları, uzmanlar ve teknik üniversitelerin bilirkişi raporlarında vurguladıkları çekincelerin dikkate alınıp alınmadığını soran Avşar; “Bu hususta yapılan raporların incelenmiş midir? Gerekli teknik bilgi, görüş ve eleştiri alışverişi yapılmış mıdır?” dedi.
‘21/b ihale usulüyle verilmesi gerekçesiyle Danıştay’ın iptal ettiği söz konusu ihaleden kaynaklı ne kadar kamu zararı oluşmuştur?’
Hükümetin istisna olan 21/b ihale sürecini olağan bir uygulama haline getirdiğini söyleyen Avşar; “Danıştay tarafından iptal edilen söz konusu ihale, hangi gerekçeyle 21/b ihale usulüyle yapılmıştır? Bu iptal sebebiyle oluşan kamu zararı ne kadardır? Bu hususta ihmali veya hatası bulunan ilgili kişi ve kurumlar hakkında gerekli inceleme ve soruşturma yapılmış mıdır?” şeklinde sorular sordu.
‘Söz konusu projenin toplam maliyeti ne kadardır? Atatürk Havalimanının geçen 5 yıllık süreçte fonksiyon dışı bırakılması sebebiyle oluşan alternatif maliyet nedir?’
Projenin akıbetini soran Avşar; “Millet bahçesi olarak planlanan söz konusu proje hangi aşamadadır? Projenin toplam maliyeti ve tamamlanma süresi nedir? Fonksiyonel anlamda kullanım dışı bırakılmasından kaynaklı üzerinden geçen yaklaşık 5 yıllık süreçte kamu zararı oluşmuş mudur? Bu hususta oluşan alternatif maliyet ne kadardır?” dedi.